Evlilik çatışması insan yaşamındaki problemlerin en rahatsız edici
olanlarından biridir. Her evlilikte bazı problemler yaşanır ancak kimi zaman
problemler çiftlerin derin bir hayal kırıklığı yaşamasına ve evliliğin devamını
sorgulamaya kadar varabilir. Oysa bu olumsuz gidişi durdurmak mümkündür.
Çiftler bunu bazen kendi çabalarıyla, problem çözme becerileri geliştirerek başarabilseler
de çoğu zaman profesyonel bir yardım gerekmekte ve evlilik terapisine ihtiyaç
doğmaktadır.
Hangi noktada terapiste başvurmak
gerekir?
Hiçbir evlilik mükemmel değildir. Hemen her çift evliliği boyunca zaman
zaman yardıma ihtiyaç duyabilir. Evlilik terapisi almak için mutlaka sıkıntılı
bir evlilik içinde olmak da gerekmez. Bizim ülkemizde henüz pek alışılmış
değildir ama yurt dışında evlilikleri sağlam olan bir çok çift ilişkilerini
daha da geliştirmek ya da çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla evlilik
danışmanlığı almakta ya da ilişki geliştirme programlarına katılmaktadır.
Çatışmalı evlilikler çoğu insanın evlilik yaşamındaki iniş çıkışlardan
farklı bir durum arz eder. Sorunlu evliliklerde ilişkideki hayal kırıklığı öyle
bir gelip bir gitmez, ara sıra hissedilen bir duygu değil süreğendir ve kişiler
evliliklerinden derin bir tatminsizlik duyarlar. Bu tür evliliklerde sık ve
giderek şiddeti artan kavgalar yaşanır. Kavgalar çözüme götürmez, sadece
tükenmişlik hissi yaratır. Ama sorunlu evliliklerdeki ilişki her zaman kavgalı
değildir. Bazı evliliklerde kavga yoktur ancak ilişki kaliteli değildir, eşler
birbirlerinden tamamen kopukturlar; birbirleri için bir şeyler yapmayı ve
iletişimi tamamen keserler, bu durumda evlilik yaşamında işler daha da kötüye
gitmeye başlar.
Çözüme kavuşmayan sık tartışmalar, olumlu duyguların kaybı, arkadaşlık,
seks ve canlılığın azalması evliliğin sorunlu olduğunun işaretleridir.
Önemsememe, içe çekilme, şiddet ve bağlantının tümüyle kopuk olması söz
konusuysa eğer evliliğin büyük bir problem içinde olduğunu ve boşanma riskinin
yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Evlilik çatışmasından söz etmek için resmi
olarak evli olmak şart değildir. Uzun dönemli ciddi ilişkilerde de bu tür
problemlerle evlilik terapisine ihtiyaç duyulabilir.
Evlilikte terapi gerektiren ne tür
problemler yaşanır?
Evlilikte problemler genellikle iletişim, problem çözme, tartışma, duygusal
yakınlık ve cinsellik gibi konularda ortaya çıkmaktadır.
İletişim çatışmaları genellikle evli olmanın gereklerini tam olarak
kavrayamamış, sağlıklı bir iletişimin nasıl yapılacağını ve işbirliğinin,
desteğin nasıl sağlanacağını öğrenememiş kişilerin ilişkilerinde ortaya çıkar.
Böyle kişilerde ilişkinin erken romantik dönemlerinde bir süre ilişki iyi
gidebilir. Fakat çiftler evlilikteki uzun vadeli görevlere hazır değilse bir
süre sonra problemler yaşanmaya başlar. Çiftlerle ilgili çalışmalar, evlilik
uyumsuzluğu ve ayrılık riskinin, evliliğin erken dönemlerinde daha yüksek
olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, çift çocuk sahibi olduktan ve
çocukların ergenliğe geçiş dönemleri veya evden ayrılmalarından sonra da
çatışmalar artmaktadır.
Bazen de evlilik problemleri direkt olarak bireysel problemlerin sonucudur
(örn: alkol-madde kullanımı) ve evlilik iyi gidiyor gibi bile görünebilir.
Böyle bir durumda tek bir sarsıcı olay bile evliliği strese sokmaya yetebilir.
Örneğin sağlam evliliği olan bir çift, evlilik dışı ilişki gibi sarsıcı bir
olayın üstesinden gelebilirken süregelen sorunları üstü kapalı bir şekilde
yaşayan çiftlerde sonuç daha olumsuz olabilir.
Cinsel sorunların tedavilerinde de evlilik terapisi gerekmektedir. Çünkü
cinsellik ve evliliğin diğer bölümleri birbiri ile ilişkilidir. Bazen
evlilikteki sorunlar cinsel yaşamı etkilerken, bazen de cinsel sorunlar evliliğin
bütününü etkiler. Araştırmalar cinsel işlev bozuklukları ve evlilik
sorunlarının her zaman olmasa da çoğunlukla bir arada görüldüğünü ortaya
koyuyor. Cinsellikte iki insan arasında bir ilişki yaşanır, sadece bu ilişkide
duygular günlük iletişimden farklı olarak yalnızca sözlü olarak değil bedenle
de ifade edilir, dolayısıyla bu alandaki bir sorunun da iletişim olmadan
çözülmesi düşünülemez. Eşlerin cinsel sorunu evliliğin diğer alanlarından
bağımsız bir problem olsa bile, sorunu çözerken aralarında uyum ve işbirliğinin
olması gerekir ve bu iletişim de evlilik terapisi ile sağlanır.
Çocuklara ait sorunların tedavisinde de evlilik terapilerinden faydalanmak
gerekebiliyor. Eşler arasındaki huzursuzluk ve gerginlikler çocukları doğrudan
etkiler. Bu nedenle çocuklardaki psikolojik veya psikiyatrik bir problemi
tedavi edebilmek için anne-babanın evliliğindeki sorunların ortadan
kaldırılması gerekmektedir. Araştırmalar anne-baba arasındaki çatışmaya maruz
kalan çocuklarda davranış problemleri ve duygusal sorunların daha fazla
olduğunu gösteriyor. Ailede yaşanan uyum ve uyumsuzluklar çocukların sadece iç
yaşantısına değil onların sosyal ilişkilerine de etki eder. Çocuklar iletişim
kurma ve problem çözmede anne-babayı örnek alırlar. Bu nedenle çocukları sağlıklı
kılmak için evliliği sağlıklı kılmak gerekmektedir. Çocuğun problemi
anne-babanın evlilik ilişkisinden bağımsız gelişen bir sorun olsa bile tedavi
sürecinde ebeveynin birlikte hareket etmesi gereklidir ve bu da iyi bir ilişki
ve işbirliğini gerektirir, bu noktada evlilik terapisi fayda sağlar.
Sorunlu evliliğin sonuçları
Stresli bir evlilik taraflar üzerinde oldukça olumsuz etkiler bırakır. Acı,
elem duygusu, endişe, yüksek düzeyde gerilim ve depresyon gibi problemlere yol
açar. Eğer devam ederse fiziksel sağlığa da olumsuz etkisinin olduğunu gösteren
araştırmalar vardır. Aileye etkisi de derindir, özellikle de çatışma büyük
olduğunda. Yoğun çatışmalı evliliklerde büyüyen çocukların, diğer çocuklardan
daha fazla probleme sahip oldukları görülmüştür.
Evlilik çıkmaza girdiğinde eğer önlem alınmazsa gidişat domino taşlarının
yıkılması gibi bir hal alıp evliliği bitme noktasına getirebilir. Bu nedenle
sorunların büyümesini, çözülmez hal almasını beklemeden problemi tespit edip
çözümlemek gerekir.
Evlilik terapisi nedir?
Evlilik problemleri için etkili tedavi yöntemleri vardır. İlişkileri
üzerinde çalışmaya karar verip yeterli çaba gösterildiği takdirde çiftler
evliliklerini yeniden tatminkar hale getirebilir.
Kimse evliliğe mükemmel bir eş olarak başlamaz. Evlilik; kendini anlamak,
eşini anlamak, tartışmayı bilmek (iyi kavga etmek), problem çözmek ve
farklılıkları kabul edebilmek gibi bazı beceriler gerektirir. Bazen
yetiştiğimiz ailedeki etkili olmayan, olumsuz davranış kalıpları ilişkiye
taşınabilir, kimi zaman da yaşamın normal güçlükleri mutlu bir evlilik
sürdürmeyi zorlaştırabilir.
Evlilik terapisinde yapılan bir anlamda iletişim kurmayı öğrenmektir.
Problem çözme ve çok fazla incitmeden nasıl kavga edilebileceğini öğrenme gibi
becerileri oluşturmaya, ilişkiyi yeniden kurmaya yardım eder.
Evlilik terapisi ile; eşlerin birbirini insan olarak görmeyi öğrenmeleri
hedeflenir. Karşısındakinin kişilik özelliklerini anlama ve uzlaştırılabilecek
farklılıkları uzlaştırabilmeyi, uzlaştırılamayacak yanlarını ise kabul
edebilmeyi öğrenmeleri sağlanmaya çalışılır.
Eşler arasında süregelen sorun alanları, tartışmaların yoğunlaştığı belli
başlı konular olabilir. Evlilik terapisinde amaç; eşlerin bu konuları
konuşabilir hale gelmesi ve çözüm bulmalarına yardımcı olmaktır. Terapi süreci
zor sorunlarla mücadele ederken bile eşlerin ilerleme rotası içinde olmalarını
sağlar ve ilişkinin çıkmaza girmesini engeller.
Evlilik terapisi nasıl uygulanır?
Çift terapisinin bir çok türleri vardır. Bazıları beceri ve pratiği
arttırır. Bazıları geçmişe daha çok yönelir ve işlerin nasıl bu hale geldiğine
bakar. Bir kısmı da ikisini birleştirir.
NPGrup bünyesindeki kliniklerimizde uygulanan Evlilik terapilerinde
çiftlerin terapiye başvurma nedenleri ne olursa olsun, öncelikle evlilikleri tüm
yönleriyle değerlendirilir. Değerlendirme sürecinde, birlikte ve ayrı
görüşmeler yapılarak her iki taraftan da sorunu ve sorunun tarihçesini kendi
gördüğü açıdan tanımlaması istenir. Her birinin çözüm konusundaki öneri ve
düşünceleri alınır ve terapiden beklentileri belirlenir. Bu süreçte, eşlerin
kişilik özelliklerinin evliliğe yansımasını anlamak için her ikisine de
psikometrik testler ve evlilikteki sorunların türünü ve şiddetini belirlemeye
yarayan bazı ölçekler uygulanır. Birleşik seanslarda eşlerin birbiriyle
iletişim tarzı ve aralarında nasıl bir etkileşim olduğu gözlenir, birbirlerine
söylediklerinin aynı anlamlarda işitilip işitilmediğine bakılır.
Terapi süresince ilişkide değişimi sağlamak amacıyla terapist tarafından
bir seanstan diğerine gelene kadar uygulanacak bazı ev ödevleri verilebilir. Bu
ödevlerin uygulanmasının birkaç faydası vardır. Bir yandan eşler yaşadıkları
sorunların denetlenebileceğini görmüş olurlar. Diğer bir faydası da çözümlerin
ve asıl kalıcı değişimlerin kendileri dışından gelmediğini, terapi/terapist
tarafından uygulanan yöntemlerle ilgili değil de aslında kendi davranışlarında
yaptıkları değişikliklerle olacağını görmeleri ve yaşamlarında güven duygusunun
artması açısından önemlidir.
Terapinin süresi yaşanan problemin türüne, yoğunluğuna ve kişilerin değişim
hızına göre değişebilir. Görüşme sayısı gelişmelere göre belirlenir. Görüşme
aralıkları; seanslarda ele alan konuların yaşama geçmesine fırsat tanıyacak
kadar uzun ama eski alışkanlıkların sürmesine izin vermeyecek kadar kısa zaman
diliminde olması dikkate alınarak düzenlenir. Başlangıçta genel olarak haftada
bir olarak başlanan seanslar, ilerleme sağlandıkça değişimin kişilerin kendi
gayretleri ile de sürdüğünden emin olmak için aralıklar açılarak ve sonlara
doğru seyreltilerek terapi sonlandırılır.
Eğer evlilik probleminiz varsa bir çift
terapisine baş vurun!
Evlilik terapisine başlamak kolay değildir. Evlilik gibi oldukça özel bir
yaşamın sorunlarını, tanımadığı bir kişiyle paylaşmak çoğu insan için zordur ve
problemlerin bir terapistin önünde tartışılması düşüncesi hoşa gitmeyebilir.
Çiftler kendi başlarına sorun çözmeye çalışıp da başarısız oldukları ve
konuşmalar çoğunlukla çözüm getirmeyen kavgalara dönüştüğü için terapi
sürecinde de bunun yaşanmasından korkulur. Oysa terapi sürecinde, üçüncü bir
kişi olarak terapistin karşısında, sorunlar tartışılsa bile kavganın
şiddetlenmesi olası değildir, çünkü terapist duruma müdahale eder ve uygun
yönlendirmelerle çiftler giderek problem çözücü konuşmayı ve etkili iletişim ilkelerini
öğrenirler. Konuşabilmeyi ve problem çözücü tartışabilmeyi öğrendikleri için
iletişimde kendi başlarına iken yaşanan tıkanmalar olmaz ve başta zor olsa bile
giderek ilerleme yaşanır.
Eğer eşiniz terapiye gitmek istemezse ne
yapmalısınız?
Evlilik terapisi; “ilişkimizde sorun var, düzeltmek için ne yapabiliriz”
vb. şekilde eşlerin ortak kararı ile başladığında çok daha iyi ilerlenir. Çünkü
böyle bir başlangıçta sorunun önemli bir kısmı zaten aşılmış demektir.
Problemin ne olduğu ve çözümü bilinmese bile her iki taraf da sıkıntı
yaşandığının farkındadır ve değişme istekleri vardır. Ortak karar alıp
gelebilmiş olmak çiftin arasında belli düzeyde iletişim sağlandığını gösterir.
Ne yazık ki böyle bir başlangıç her zaman mümkün olamıyor.
Bazı insanlara, toplumsal koşullanmalar veya kişilik yapıları nedeniyle
sorunları için yardım istemek güç gelir. Bazen de ilişkideki çatışmanın sonucu
olarak eşlerden biri terapiye gelmeyi reddeder. Çoğu zaman yapılan hata;
danışmanlık alma önerisini kavga esnasında veya problemin yoğun olarak
yaşandığı bir anda, daha olumsuz duygular henüz yatışmamışken gündeme
getirmektir. Yanlış zamanda yapılan öneri terapiye başlamayı geciktirir ya da
tümüyle engeller. Kavga sırasında eşlerden biri psikoloğa gidelim dediğinde
çoğunlukla karşı taraf bunu bir eleştiri veya “hasta kişi”, “sorun sende”
suçlaması olarak algılayıp savunmaya geçer.
Eşiniz terapiye gitme önerisini kabul etmiyorsa nedenini anlamaya çalışıp
bu teklifi biraz zaman geçtikten sonra tekrarlamak iyi olur. Konuşmayı daha
uygun bir ortamda sakinken yapmak, suçlayıcı ve eleştirici ifadeler
kullanmamaya dikkat etmek, konuşmaya başlarken sorunu sadece karşımızdakinde
görmediğimizi, çatışmada kendi rolünün de olduğunu ve değişmede kendimize düşen
sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu açıklayarak karşıyı rahatlatacak ve
işbirliğine çekecek tarzda konuşmaya çalışmalıdır.
Eğer tüm çabalarınıza ve teşviklerinize rağmen eşiniz terapiye gitmeyi
reddediyorsa kendi başınıza bir şeyler yapmaya başlayabilirsiniz. Tabi ki tek
başına problemli bir evliliği düzeltmek zordur ama en azından bir evlilik veya
aile terapistiyle konuşarak ilişkide yaşanan sorunlarda kendi rolünüzü
görebilir, çatışmayı çözümlemede ve ilişkiyi geliştirmede sizin neler
yapabileceğiniz, eşinize nasıl yaklaşacağınız konusunda bilgilenebilir ve belki
onu terapiye ikna konusunu terapistin desteği ve yönlendirmeleriyle
başarabilirsiniz. Bazen eşlerden biri danışmanlık almaya başlayıp da kendinde
yaptığı değişimlerle ilişkide bir gelişme sağladığında, bu defa eşi evliliklerinde
yaşanan bu gelişmeyi görüp psikoterapi sürecine güven duymaya başlıyor ve
sonradan sürece katılmayı kabul edebilmektedir.